JoKeR
Active member
Kanser hastalığının tedavisinde fazlaca kıymetli adımlar atılırken, uygulanan çağdaş prosedürler kansere bağlı mevt oranlarını büyük ölçüde azalttı. Fakat tedavi sürecinde uygulanan kemoterapi, radyoterapi ve immunoterapi tedavilerinin fazlaca erken yahut 30 yıla varan geç periyot yan tesirleri hastaların vefat oranları içinde kıymetli yer tutuyor. İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Kolu KardiyoOnkoloji Ünitesi ve İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’nde misyon yapan Doç. Dr. Cafer Zorkun, “Kanserden kurtulan hastalarda bile kalp yetersizliği ortaya çıkma ihtimali çok yüksek. Bu sebeple kanser tedavisindilk evvel, tedavi sırasında ve tedaviden daha sonra kesinlikle kalbinizi muayene ettirin” dedi. Kullanılan ilaç ya da ışınımun kalp hastalığına yol açabildiğine işaret eden Zorkun, “Kardiyotoksisite ismi verilen bu durum tedavilerden daha sonra görülen en değerli yan tesirlerden biri ve maalesef kanser hastalarında en sık mevt sebebi haline geldi” diye konuştu.
Cafer Zorkun
520 BİN CİVARINDA HASTA VAR
Ülkemizdeki tanısı konan tüm kanser hastalarının kayıt altında olduğunu belirten Zorkun şu ayrıntıları verdi: “Hasta sayısı her yıl bundan evvelki yıla bakılırsa yaklaşık olarak yüzde 2.2-3 oranında artıyor. 2016 yılında yayınlanan “Cancer Deva in Countries and Societies in Transition” isimli kitapta da ülkemizde her yıl 175bin yeni hadise görüldüğü bildirildi. Bütün dünyada kanser kayıtçılığında yaygın olarak kullanılan hesaplama sistemine bakılırsa yıllık yeni teşhis pahasının yaklaşık 2.5 katı, o bölgedeki toplam olay sayısını veriyor. Bu hesaba bakılırsa ülkemizdeki kanser hastaları ortasında bulunduğumuz 2021 yılı prestiji ile yaklaşık olarak 520 bin civarında.”
KANSER TEDAVİSİ HAYATİ DEĞER TAŞIYOR
Doç. Zorkun kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Kanser kemoterapisinde kullanılan ilaçların en sık görülen yan tesiri kalp yetersizliğidir. Bu rahatsızlık uygulamadan daha sonrasında ya da uzun yıllar ortasında ortaya çıkabilir. Kanser kemoterapisi tümüyle, radyoterapi ise uygulama yaşı, yeri, süresi ve dozuna bakılırsa artan oranda kalpte hasara sebep olabilir. Ortaya çıkabilecek kardiyak hasara karşın kanser tedavisinin tamamlanması ise hayati kıymet taşıyor. Kanser hastalarının bir kısmı kanserin tipi, uygulanan tedavi yolu ve sahip oldukları kalp hastalığı riskine bakılırsa daha sık ve ağır halde muayene, kan testleri ve ekokardiyografi üzere muayenelere gereksinim duyabilir. Yapılacak muayene ve denetimler, size daha kaliteli bir hayatın kapısını ortalar.”
ERKEN DEVİRDE TESPİT İMKANI
Kardiyotoksisitenin kalpte ritim bozukluğu, kalp kası işlev bozukluğu, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı üzere epeyce çeşitli meselelere yol açabildiğini aktaran Doç. Zorkun, “Kardiyotoksisitenin engellenmesi için ayrıntılı klinik bilgi ve tecrübeye muhtaçlık var. Bu niçinle ortaya çıkan KardiyoOnkoloji, kemoterapi, immunoterapi ve radyoterapinin mümkün olduğunca kesintiye uğramadan tamamlanması ya da yapılması gereken cerrahi müdahaleye daha hazırlıklı olunmasını sağlayarak onkoloji bilimine yardım ediyor. Yapılan tetkik ve incelemeler ortaya çıkabilecek kalp ve damar hastalıklarının fazlaca erken devirde tespitini sağlıyor” biçiminde konuştu.
Doç Dr. Cafer Zorkun daha sağlıklı bir kalp için tavsiyelerde bulundu:
1-İlk fırsatta tansiyon, kan şekeri, kolesterol bedelleri ile uzunluk kilo ölçülerinizi öğrenerek bu kıymetlerin olağan hudutlarda kalmasını sağlayın. Bu size kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinizi basitçe hesaplama ve kalp sıhhatinizi koruyacak tesirli bir plan yapma imkanı sağlar.
2-Sağlıklı besinler tüketin. İşlenmiş besinler çoklukla yüksek oranda tuz ve yağ içerirler. Uzak durun!
3-Aktif bir ömür sürerek kalbinizi koruyun. Günde 30 dakikalık antrenman yapmak bile sizi kalp krizi ve felç üzere hastalıklardan korur ve daha verimli çalışabilmenizi sağlar.
4-Tütün ve tütün mamüllerini kullanmayın. Bu sayede bir yıl içerisinde koroner arter hastalığı riskiniz yaklaşık olarak yarıya düşecek, vakit içerisinde de sigara ve öteki tütün mamüllerini kullanmayan bireylerdeki üzere olağan düzeylere kadar gerileyecek.
5-Uyku, kalp sıhhatinizin ve bağışıklık sisteminizin temel öğelerinden biridir. Tertipli olarak havalandırılan, karanlık bir odada gereğince uyuyun.
6-İşyeri önceliğiniz sigarasız bir çalışma ortamı olmalı. Etrafınızdakilerin sigara yasağına uymalarını sağlayın. İşyerinizin
yüzde 100 dumansız hava solunabilen bir yer olduğundan emin olun.
7-Çalışırken nizamlı aralıklarla antrenman yapmayı alışkanlık haline getirin. Kantinlerde, işyeri yemekhanelerinde sağlıklı besin sunulmasını isteyin.
8-Mümkünse yemek molalarınızı iş ortamınızdan olabildiğince uzakta kıymetlendirerek pak hava alın. İş arkadaşlarınızın da gerilimden uzak kalmasına yardım edin.
Cafer Zorkun
520 BİN CİVARINDA HASTA VAR
Ülkemizdeki tanısı konan tüm kanser hastalarının kayıt altında olduğunu belirten Zorkun şu ayrıntıları verdi: “Hasta sayısı her yıl bundan evvelki yıla bakılırsa yaklaşık olarak yüzde 2.2-3 oranında artıyor. 2016 yılında yayınlanan “Cancer Deva in Countries and Societies in Transition” isimli kitapta da ülkemizde her yıl 175bin yeni hadise görüldüğü bildirildi. Bütün dünyada kanser kayıtçılığında yaygın olarak kullanılan hesaplama sistemine bakılırsa yıllık yeni teşhis pahasının yaklaşık 2.5 katı, o bölgedeki toplam olay sayısını veriyor. Bu hesaba bakılırsa ülkemizdeki kanser hastaları ortasında bulunduğumuz 2021 yılı prestiji ile yaklaşık olarak 520 bin civarında.”
KANSER TEDAVİSİ HAYATİ DEĞER TAŞIYOR
Doç. Zorkun kelamlarını şu biçimde sürdürdü: “Kanser kemoterapisinde kullanılan ilaçların en sık görülen yan tesiri kalp yetersizliğidir. Bu rahatsızlık uygulamadan daha sonrasında ya da uzun yıllar ortasında ortaya çıkabilir. Kanser kemoterapisi tümüyle, radyoterapi ise uygulama yaşı, yeri, süresi ve dozuna bakılırsa artan oranda kalpte hasara sebep olabilir. Ortaya çıkabilecek kardiyak hasara karşın kanser tedavisinin tamamlanması ise hayati kıymet taşıyor. Kanser hastalarının bir kısmı kanserin tipi, uygulanan tedavi yolu ve sahip oldukları kalp hastalığı riskine bakılırsa daha sık ve ağır halde muayene, kan testleri ve ekokardiyografi üzere muayenelere gereksinim duyabilir. Yapılacak muayene ve denetimler, size daha kaliteli bir hayatın kapısını ortalar.”
ERKEN DEVİRDE TESPİT İMKANI
Kardiyotoksisitenin kalpte ritim bozukluğu, kalp kası işlev bozukluğu, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı üzere epeyce çeşitli meselelere yol açabildiğini aktaran Doç. Zorkun, “Kardiyotoksisitenin engellenmesi için ayrıntılı klinik bilgi ve tecrübeye muhtaçlık var. Bu niçinle ortaya çıkan KardiyoOnkoloji, kemoterapi, immunoterapi ve radyoterapinin mümkün olduğunca kesintiye uğramadan tamamlanması ya da yapılması gereken cerrahi müdahaleye daha hazırlıklı olunmasını sağlayarak onkoloji bilimine yardım ediyor. Yapılan tetkik ve incelemeler ortaya çıkabilecek kalp ve damar hastalıklarının fazlaca erken devirde tespitini sağlıyor” biçiminde konuştu.
Doç Dr. Cafer Zorkun daha sağlıklı bir kalp için tavsiyelerde bulundu:
1-İlk fırsatta tansiyon, kan şekeri, kolesterol bedelleri ile uzunluk kilo ölçülerinizi öğrenerek bu kıymetlerin olağan hudutlarda kalmasını sağlayın. Bu size kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskinizi basitçe hesaplama ve kalp sıhhatinizi koruyacak tesirli bir plan yapma imkanı sağlar.
2-Sağlıklı besinler tüketin. İşlenmiş besinler çoklukla yüksek oranda tuz ve yağ içerirler. Uzak durun!
3-Aktif bir ömür sürerek kalbinizi koruyun. Günde 30 dakikalık antrenman yapmak bile sizi kalp krizi ve felç üzere hastalıklardan korur ve daha verimli çalışabilmenizi sağlar.
4-Tütün ve tütün mamüllerini kullanmayın. Bu sayede bir yıl içerisinde koroner arter hastalığı riskiniz yaklaşık olarak yarıya düşecek, vakit içerisinde de sigara ve öteki tütün mamüllerini kullanmayan bireylerdeki üzere olağan düzeylere kadar gerileyecek.
5-Uyku, kalp sıhhatinizin ve bağışıklık sisteminizin temel öğelerinden biridir. Tertipli olarak havalandırılan, karanlık bir odada gereğince uyuyun.
6-İşyeri önceliğiniz sigarasız bir çalışma ortamı olmalı. Etrafınızdakilerin sigara yasağına uymalarını sağlayın. İşyerinizin
yüzde 100 dumansız hava solunabilen bir yer olduğundan emin olun.
7-Çalışırken nizamlı aralıklarla antrenman yapmayı alışkanlık haline getirin. Kantinlerde, işyeri yemekhanelerinde sağlıklı besin sunulmasını isteyin.
8-Mümkünse yemek molalarınızı iş ortamınızdan olabildiğince uzakta kıymetlendirerek pak hava alın. İş arkadaşlarınızın da gerilimden uzak kalmasına yardım edin.