Karar yazarı Yıldıray Oğur, toplumsal medyada kasa kasa kabağın çöpe döküldüğü görüntüyle ilgili olarak yapılan paylaşımları ve başlatılan soruşturmayı hatırlatarak, “Günün sonunda bir görüntüyle iktidarı aklamaya çalışırken, zavallı bir genç mültecinin de hayatını karartmış oldular” dedi.
Oğur, başlatılan soruşturma kapsamında kabakların bozuk olduğunun ve görüntülerin farklı günlerde çekildiğinin anlaşıldığını hatırlattı.
Çalışanın sigortasız çalıştırılan bir mülteci olduğunun tespit edildiğini ve hudut dışı edileceğini hatırlatan Oğur şunları yazdı:
“Ama görüntüyü sirkülasyona sokanlar, medyayı, bakanlığı, polisi bakılırsav çağıranlar bir an bile ‘acaba kabaklar bozuk olabilir mi’ diye düşünmemişti.
Zira tek ilgilendikleri; artık herkes için dayanılmaz hale gelen hayat değerliğinin, besin enflasyonun sorumluluğunu toz kondurmak istemedikleri iktidarın üzerinden alıp bilinmeyen şer odaklarına atmaktı.
Bilhassa beyaz kabak üzere halkın en epey tükettiği zerzevat olarak özel olarak seçilmiş olmalıydı. Patlıcanı, domatesi, fasulyeyi değil, beyaz kabağı çöpe dökerek fiyatını artırmaya çalışanlar halkı en hassas noktasından vurmaya çalışmıştı!
8.5’a çıkmış dolar kuruyla artan girdi maliyetleri, yüzde 19 ile dünyanın en yüksek enflasyon oranı, yüksek faizler, kuraklık üzere karmaşık ekonomik açıklamalara takılmayıp bir daha gerçek suçluları bulmuşlardı.
İktidarı ve Cumhurbaşkanı’nı halkın gözünden düşürmek için soğan depolayan fırsatçılar, daima fiyat artıran market zincirlerinden daha sonra artık de zerzevatları çöpe dökerken yakalanan halciler!
hiç biri değilse kabahat iş beğenmeyen işsizlerde, nimete nankörlük eden halktaydı ancak asla “ekonominin sorumlusu benim” diyen Cumhurbaşkanı’nda, ekonomiyi toplanamaz biçimde dağıtıp kayıplara karışmış damat bakanda değildi.
Günün sonunda bir görüntüyle iktidarı aklamaya çalışırken, zavallı bir genç mültecinin de ömrünü karartmış oldular.”
Oğur, başlatılan soruşturma kapsamında kabakların bozuk olduğunun ve görüntülerin farklı günlerde çekildiğinin anlaşıldığını hatırlattı.
Çalışanın sigortasız çalıştırılan bir mülteci olduğunun tespit edildiğini ve hudut dışı edileceğini hatırlatan Oğur şunları yazdı:
“Ama görüntüyü sirkülasyona sokanlar, medyayı, bakanlığı, polisi bakılırsav çağıranlar bir an bile ‘acaba kabaklar bozuk olabilir mi’ diye düşünmemişti.
Zira tek ilgilendikleri; artık herkes için dayanılmaz hale gelen hayat değerliğinin, besin enflasyonun sorumluluğunu toz kondurmak istemedikleri iktidarın üzerinden alıp bilinmeyen şer odaklarına atmaktı.
Bilhassa beyaz kabak üzere halkın en epey tükettiği zerzevat olarak özel olarak seçilmiş olmalıydı. Patlıcanı, domatesi, fasulyeyi değil, beyaz kabağı çöpe dökerek fiyatını artırmaya çalışanlar halkı en hassas noktasından vurmaya çalışmıştı!
8.5’a çıkmış dolar kuruyla artan girdi maliyetleri, yüzde 19 ile dünyanın en yüksek enflasyon oranı, yüksek faizler, kuraklık üzere karmaşık ekonomik açıklamalara takılmayıp bir daha gerçek suçluları bulmuşlardı.
İktidarı ve Cumhurbaşkanı’nı halkın gözünden düşürmek için soğan depolayan fırsatçılar, daima fiyat artıran market zincirlerinden daha sonra artık de zerzevatları çöpe dökerken yakalanan halciler!
hiç biri değilse kabahat iş beğenmeyen işsizlerde, nimete nankörlük eden halktaydı ancak asla “ekonominin sorumlusu benim” diyen Cumhurbaşkanı’nda, ekonomiyi toplanamaz biçimde dağıtıp kayıplara karışmış damat bakanda değildi.
Günün sonunda bir görüntüyle iktidarı aklamaya çalışırken, zavallı bir genç mültecinin de ömrünü karartmış oldular.”