Yaz boyunca Orta Batı’da yaşanan kuraklığa benzer koşullar, bu sonbaharda New Orleans bölgesinde artan bir su sorununa yol açtı.
Mississippi Nehri’nin su seviyeleri o kadar düştü ki nehir, Meksika Körfezi’nden kuzeye akan tuzlu suya karşı daha az dayanıklı hale geldi. Tuzlu su sızıntısı olarak bilinen bu durum, şehrin içindeki ve çevresindeki içme suyu sistemlerinin yanı sıra güneydeki daha küçük toplulukları da tehdit ediyor.
Louisiana’daki yetkililer ve ABD Ordusu Mühendisler Birliği, Ekim ayında bir “tuzlu su kamasının” New Orleans yakınlarındaki su arıtma tesislerine ulaşabileceğini söylüyor ve bölgeye daha fazla tatlı su getirirken akışı yavaşlatmak için çalışıyorlar. Birçok su arıtma tesisi, yüksek tuz içeriğine sahip suyu işleyememekte, bu da boruların paslanmasına ve boruların içindeki metallerin suya sızmasına neden olmaktadır.
Vali John Bel Edwards Cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Bu ciddi bir durum” dedi. Federal bir acil durum beyanı talep ettiğini söyledi ve New Orleans Belediye Başkanı LaToya Cantrell, Cuma günü şehir için bir acil durum beyanı imzaladı. Ancak Bay Edwards insanları sakin olmaya çağırdı ve devlet yetkilileri de su üzerinde aşırı kalabalıklaşmamalarını tavsiye etti.
Temmuz ayında Ordu Mühendisler Birliği, tatlı suyun altından nehir tabanına doğru hareket eden tuzlu suyun akışını engellemek amacıyla Mississippi Nehri’nde bir su altı eşiği veya set inşa etti. Yetkililer Cuma günü yaptığı açıklamada, eşiği 25 feet daha yükseğe çıkarmak için birkaç gün içinde çalışmaya başlayacaklarını söyledi.
Ancak bunun bile tuzlu su kamasının ilerlemesini yalnızca 10 ila 15 gün geciktireceğini söylediler. Ordu Kolordusu’ndan Albay Cullen Jones, yakın zamanda kayda değer bir yağış gelmediği sürece (ki tahminler öyle olmayacağını söylüyor) eşiğin eninde sonunda geçileceğini söyledi.
Mühendisler Birliği aynı zamanda güvenli içme sağlamak amacıyla arıtma tesislerinde suyla birleştirilebilecek suyu taşımak için mavnalar kullanıyor. Albay Jones, önümüzdeki günlerde yaklaşık 15 milyon galonun teslim edileceğini ancak arıtma tesislerindeki talebin sonuçta günde en az 36 milyon galona yükselebileceğini söyledi. Albay Jones, Ordu Birliklerinin daha fazla mavnaya erişim sağlamak için çalıştığını ancak bu sayıya ulaşılabileceğinden emin olduğunu söyledi.
Jersey Shore, Long Island ve Outer Banks of North Carolina gibi pek çok kıyı topluluğu, fırtına dalgaları veya yüksek gelgitler deniz seviyesindeki alanları sular altında bıraktığında bile meydana gelen tuzlu su sızmasına yabancı değildir. Kıyı şeridinde deniz seviyesi yükseldikçe tuzlu su girişi riski de artıyor. Bangladeş gibi diğer ülkeler de bu gerçekle mücadele ediyor.
Tuzlu su sızıntısı, ağzı deniz seviyesinin altında olan Mississippi Nehri’nin seviyelerinin tarihi en düşük seviyelere ulaştığı 1988 yılında Louisiana’yı da etkiledi. Su akışında beklenenden daha erken bir artış sorunun çözülmesine yardımcı oldu. Ancak bu, iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaklık ve kuraklık nedeniyle nehrin su seviyelerinin üst üste ikinci yıl dramatik bir şekilde düştüğü yıl.
Auburn Üniversitesi’nde sulak alan ve kıyı ekolojisi profesörü Chris Anderson, tuzlu suyun akıntıya karşı hareket etmesinin normal olduğunu söyledi. Ancak kuraklık ne kadar yoğun olursa, tuzlu su nehrin yukarısında o kadar yükseklere ulaşabilir.
Son günlerde tuzlu suyun daha fazla nüfuslu bölgelere taşınmasıyla sorun giderek daha fazla ilgi görmeye başlamış olsa da yetkililer yaz başından bu yana sorunun farkındaydı. Eyaletin güney ucundaki Aşağı Plaquemines Bölgesi’nde haziran ayından bu yana içme uyarıları bulunuyor ve sakinlere şişelenmiş içme suyu sağlamak için eyaletle birlikte çalışıyor.
Ancak Devlet İç Güvenlik ve Acil Durum Hazırlık Bakanlığı sözcüsü, halkın su şişeleri stoklaması için hiçbir neden olmadığını söyledi.
New Orleans belediye başkanı Bayan Cantrell de insanların korkularını gidermeye çalıştı. Bir açıklamada, “Şu anda bölge sakinleri için en önemli şey bilgi sahibi olmak ve sakin kalmaktır” dedi.
Bay Edwards da Cuma günü benzer bir duruş sergiledi ancak sorunun zorlu olduğunu ve sorunun 1988’de olduğundan daha uzun sürebileceğini söyledi. “Bunun çok sık olduğunu görmüyoruz, en azından nehrin bu kadar yukarısında.” dedi.
Mississippi Nehri’nin su seviyeleri o kadar düştü ki nehir, Meksika Körfezi’nden kuzeye akan tuzlu suya karşı daha az dayanıklı hale geldi. Tuzlu su sızıntısı olarak bilinen bu durum, şehrin içindeki ve çevresindeki içme suyu sistemlerinin yanı sıra güneydeki daha küçük toplulukları da tehdit ediyor.
Louisiana’daki yetkililer ve ABD Ordusu Mühendisler Birliği, Ekim ayında bir “tuzlu su kamasının” New Orleans yakınlarındaki su arıtma tesislerine ulaşabileceğini söylüyor ve bölgeye daha fazla tatlı su getirirken akışı yavaşlatmak için çalışıyorlar. Birçok su arıtma tesisi, yüksek tuz içeriğine sahip suyu işleyememekte, bu da boruların paslanmasına ve boruların içindeki metallerin suya sızmasına neden olmaktadır.
Vali John Bel Edwards Cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Bu ciddi bir durum” dedi. Federal bir acil durum beyanı talep ettiğini söyledi ve New Orleans Belediye Başkanı LaToya Cantrell, Cuma günü şehir için bir acil durum beyanı imzaladı. Ancak Bay Edwards insanları sakin olmaya çağırdı ve devlet yetkilileri de su üzerinde aşırı kalabalıklaşmamalarını tavsiye etti.
Temmuz ayında Ordu Mühendisler Birliği, tatlı suyun altından nehir tabanına doğru hareket eden tuzlu suyun akışını engellemek amacıyla Mississippi Nehri’nde bir su altı eşiği veya set inşa etti. Yetkililer Cuma günü yaptığı açıklamada, eşiği 25 feet daha yükseğe çıkarmak için birkaç gün içinde çalışmaya başlayacaklarını söyledi.
Ancak bunun bile tuzlu su kamasının ilerlemesini yalnızca 10 ila 15 gün geciktireceğini söylediler. Ordu Kolordusu’ndan Albay Cullen Jones, yakın zamanda kayda değer bir yağış gelmediği sürece (ki tahminler öyle olmayacağını söylüyor) eşiğin eninde sonunda geçileceğini söyledi.
Mühendisler Birliği aynı zamanda güvenli içme sağlamak amacıyla arıtma tesislerinde suyla birleştirilebilecek suyu taşımak için mavnalar kullanıyor. Albay Jones, önümüzdeki günlerde yaklaşık 15 milyon galonun teslim edileceğini ancak arıtma tesislerindeki talebin sonuçta günde en az 36 milyon galona yükselebileceğini söyledi. Albay Jones, Ordu Birliklerinin daha fazla mavnaya erişim sağlamak için çalıştığını ancak bu sayıya ulaşılabileceğinden emin olduğunu söyledi.
Jersey Shore, Long Island ve Outer Banks of North Carolina gibi pek çok kıyı topluluğu, fırtına dalgaları veya yüksek gelgitler deniz seviyesindeki alanları sular altında bıraktığında bile meydana gelen tuzlu su sızmasına yabancı değildir. Kıyı şeridinde deniz seviyesi yükseldikçe tuzlu su girişi riski de artıyor. Bangladeş gibi diğer ülkeler de bu gerçekle mücadele ediyor.
Tuzlu su sızıntısı, ağzı deniz seviyesinin altında olan Mississippi Nehri’nin seviyelerinin tarihi en düşük seviyelere ulaştığı 1988 yılında Louisiana’yı da etkiledi. Su akışında beklenenden daha erken bir artış sorunun çözülmesine yardımcı oldu. Ancak bu, iklim değişikliğine bağlı aşırı sıcaklık ve kuraklık nedeniyle nehrin su seviyelerinin üst üste ikinci yıl dramatik bir şekilde düştüğü yıl.
Auburn Üniversitesi’nde sulak alan ve kıyı ekolojisi profesörü Chris Anderson, tuzlu suyun akıntıya karşı hareket etmesinin normal olduğunu söyledi. Ancak kuraklık ne kadar yoğun olursa, tuzlu su nehrin yukarısında o kadar yükseklere ulaşabilir.
Son günlerde tuzlu suyun daha fazla nüfuslu bölgelere taşınmasıyla sorun giderek daha fazla ilgi görmeye başlamış olsa da yetkililer yaz başından bu yana sorunun farkındaydı. Eyaletin güney ucundaki Aşağı Plaquemines Bölgesi’nde haziran ayından bu yana içme uyarıları bulunuyor ve sakinlere şişelenmiş içme suyu sağlamak için eyaletle birlikte çalışıyor.
Ancak Devlet İç Güvenlik ve Acil Durum Hazırlık Bakanlığı sözcüsü, halkın su şişeleri stoklaması için hiçbir neden olmadığını söyledi.
New Orleans belediye başkanı Bayan Cantrell de insanların korkularını gidermeye çalıştı. Bir açıklamada, “Şu anda bölge sakinleri için en önemli şey bilgi sahibi olmak ve sakin kalmaktır” dedi.
Bay Edwards da Cuma günü benzer bir duruş sergiledi ancak sorunun zorlu olduğunu ve sorunun 1988’de olduğundan daha uzun sürebileceğini söyledi. “Bunun çok sık olduğunu görmüyoruz, en azından nehrin bu kadar yukarısında.” dedi.