HaberTürk muharriri Nagehan Alçı, DEVA Partisi önderi Ali Babacan’ın İstanbul Avcılar’da gerçekleştirdiği konuşmasındaki, “Ülkemizi rövanştan beslenen azgın bir azınlığa bırakmamakta kararlıyız” sözüne dikkati çekerek, “DEVA’nın değişen yol haritasını ve bundan daha sonra bir daha muhafazakar taban üzerinde yürütecek stratejisinin özeri olarak kıymetlendirdi.
Alçı, Babacan’ın o kelamlarını şu biçimde aktardı:
“Ülkemizi rövanştan beslenen azgın bir azınlığa bırakmamakta kararlıyız. İktidar değiştikten daha sonra bu biçimde bir şeye müsaade vermeyiz. Bakıyoruz neredeyse her ulusal bayramımızda Türkiye’nin dindar insanları adeta bir imtihana çekiliyor. Gözümüzden kaçmıyor. Biliyorsunuz, laiklik unsurunu senelerca çarpıtan zihniyet, hak ve özgürlükler üzerinde kurduğu baskıyla laiklik kavramını lekeledi. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayanlar yanlış anladıkları laiklik teriminin ardına senelerca saklandılar. Artık görüyoruz ki birebir zihniyet ortada sırada inançlı vatandaşlarımıza da göndermeler yapıyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Kimse kusura bakmasın, ulusal günlerimiz üzerinden bu ülkenin dindar vatandaşlarına göndermeler yapılmasına müsaade vermeyiz.”
“Babacan kimi ya da kimleri kast etti?”
“Babacan kimi ya da kimleri kast etti?” diye soran Alçı, “her insanın aklına ulusalcı/laikçi kesim geldi. Hakikaten beşerler birbirine alanda bunu fısıldıyordu. Babacan’ın bu sert bildirisi orada ‘Erdoğan daha sonrası periyotta de o kesitin bir daha iktidar bulunmasına müsaade vermeyiz’ olarak okundu” dedi.
daha sonrasında Babacan’ın kelam konusu tabirine ait olarak, “Bir partiye ya da spesifik bir olaya işaret etmiyorum ancak son periyotta muhafazakâr bölümü rahatsız edecek toplumsal medya başta olmak üzere birfazlaca platformda paylaşımlar yapılıyor Nagehan Hanım. Bu kesim kazanımlarını kaybetme tasası içine giriyor” değerlendirmesi yaptığını belirten Alçı, şunları kaydetti:
“Sanırım Babacan bu hadiseden önemli etkilendi”
“Ben hem bu kelamlardan birebir vakitte konuşmanın genelinden şu kararı çıkardım: Ali Babacan yola çıkarken AK Parti’nin karşısında konumlanan yüzde 50’den oy almayı önceliyordu. Seküler kısma yönelik bir lisan benimsemişti. Temelinde muhafazakâr kimliğe vurgusunu Ankara’daki birinci kongresine kadar hiç yapmadı. Fakat sonraki gün seküler taban etraflarından ‘Aslında Babacan da değişmemiş’ minvalinde olumsuz yorumlar geldi. Babacan’a o çevrelerden hayli sert tenkitler yöneltildi.
DEVA’yı destekleyen seküler bölümler dahil kimse 28 Şubat’ta yaşananları duymak istemiyordu. O çevrelerin Babacan’dan beklentisi yalnızca Erdoğan’a vurmasıydı. O vurguyu sevmediler. Sanırım Babacan bu hadiseden önemli etkilendi. Bana nazaran fazlaca sert olan ‘azgın azınlık’ vurgusunun gerisindeki duygusal art plan da bu. Kendisi ne derse desin ‘azgın azınlık’ deyince ulusalcı/laikçi bölümü kast ettiği epeyce açık.”
Alçı, yazısında, “Tüm bunlar sonucunda vakit ortasında Babacan ‘karşı mahalle’ yerine maksat kitleyi ortasından geldiği AK Parti’nin tabanına çevirmiş görünüyor” kanaatini sundu.
Yazının tamamını okumak için .
Alçı, Babacan’ın o kelamlarını şu biçimde aktardı:
“Ülkemizi rövanştan beslenen azgın bir azınlığa bırakmamakta kararlıyız. İktidar değiştikten daha sonra bu biçimde bir şeye müsaade vermeyiz. Bakıyoruz neredeyse her ulusal bayramımızda Türkiye’nin dindar insanları adeta bir imtihana çekiliyor. Gözümüzden kaçmıyor. Biliyorsunuz, laiklik unsurunu senelerca çarpıtan zihniyet, hak ve özgürlükler üzerinde kurduğu baskıyla laiklik kavramını lekeledi. Temel hak ve özgürlükleri kısıtlayanlar yanlış anladıkları laiklik teriminin ardına senelerca saklandılar. Artık görüyoruz ki birebir zihniyet ortada sırada inançlı vatandaşlarımıza da göndermeler yapıyor. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Kimse kusura bakmasın, ulusal günlerimiz üzerinden bu ülkenin dindar vatandaşlarına göndermeler yapılmasına müsaade vermeyiz.”
“Babacan kimi ya da kimleri kast etti?”
“Babacan kimi ya da kimleri kast etti?” diye soran Alçı, “her insanın aklına ulusalcı/laikçi kesim geldi. Hakikaten beşerler birbirine alanda bunu fısıldıyordu. Babacan’ın bu sert bildirisi orada ‘Erdoğan daha sonrası periyotta de o kesitin bir daha iktidar bulunmasına müsaade vermeyiz’ olarak okundu” dedi.
daha sonrasında Babacan’ın kelam konusu tabirine ait olarak, “Bir partiye ya da spesifik bir olaya işaret etmiyorum ancak son periyotta muhafazakâr bölümü rahatsız edecek toplumsal medya başta olmak üzere birfazlaca platformda paylaşımlar yapılıyor Nagehan Hanım. Bu kesim kazanımlarını kaybetme tasası içine giriyor” değerlendirmesi yaptığını belirten Alçı, şunları kaydetti:
“Sanırım Babacan bu hadiseden önemli etkilendi”
“Ben hem bu kelamlardan birebir vakitte konuşmanın genelinden şu kararı çıkardım: Ali Babacan yola çıkarken AK Parti’nin karşısında konumlanan yüzde 50’den oy almayı önceliyordu. Seküler kısma yönelik bir lisan benimsemişti. Temelinde muhafazakâr kimliğe vurgusunu Ankara’daki birinci kongresine kadar hiç yapmadı. Fakat sonraki gün seküler taban etraflarından ‘Aslında Babacan da değişmemiş’ minvalinde olumsuz yorumlar geldi. Babacan’a o çevrelerden hayli sert tenkitler yöneltildi.
DEVA’yı destekleyen seküler bölümler dahil kimse 28 Şubat’ta yaşananları duymak istemiyordu. O çevrelerin Babacan’dan beklentisi yalnızca Erdoğan’a vurmasıydı. O vurguyu sevmediler. Sanırım Babacan bu hadiseden önemli etkilendi. Bana nazaran fazlaca sert olan ‘azgın azınlık’ vurgusunun gerisindeki duygusal art plan da bu. Kendisi ne derse desin ‘azgın azınlık’ deyince ulusalcı/laikçi bölümü kast ettiği epeyce açık.”
Alçı, yazısında, “Tüm bunlar sonucunda vakit ortasında Babacan ‘karşı mahalle’ yerine maksat kitleyi ortasından geldiği AK Parti’nin tabanına çevirmiş görünüyor” kanaatini sundu.
Yazının tamamını okumak için .