JoKeR
Active member
FutureBright Sanat Vakfı ve ZMET Institute tarafınca düzenlenen “Öz’e Dönüş” standı Nişantaşı Maji Arka Gallery’de sergilenmeye başladı. 8 Şubat’a kadar gezilebilecek stantta, ruh halimizden yaşananların içselleştirilmesine yönelik çeşitli sorular soruluyor.
Standın temel maksadı ise insan hislerini resmetmek. İnsanların şuur haricindeki baskı, dehşet üzere derin hislerine, zihin imgeleri ve metaforlar üzerinden ulaşan stantta, FutureBright Group’un bin 200 ZMET görüşmesini incelendi. Yaklaşık 10 bin şuur dışı zihin imgesi tahlil edilerek standa hazırlandı.
İçimizdeki sanatçı çocuk
FutureBright Group kurucularından Akan Abdula, standın sanatkarının halk olduğunu lisana getirerek “Bu eserler halkımızın. Burada bir sanatçı yok. Bizden birileri, bizim kendi şuur dışımız var. Stantta şuur haricindeki imgeleri halkımıza göstermek istedik. Hisleri anlatmaya kimi vakit sözler yetmiyor. Metaforlara ve benzetmelere gereksinim duyuyoruz” dedi.
Abdula, koronavirüs salgınından şuur dışımızdaki durumların da etkilendiğini ve bunun da yapıtlara yansıdığını şu sözlerle aktardı, “Bize gelen imgelerin değişip değişmediğine, bakıyoruz. Bilhassa salgınla şu vakte kadar hiç görmediğimiz masa altına gizlenmiş çocuklar resmi sık sık gelmeye başladı. Salgınla, nostaljik olduk. Yetişkinliği kaldıramaz hale geldik. Hayat bir anda meçhul hale geldi ve daima eskiye dönmeye başladık. bu biçimde varoluşsal bir kriz yaşadığınızda, mevtle karşı karşıya kaldığınızda bir daha bağlanıp, inançta hissetmek istiyorsunuz. Şuur dışımıza ulaşınca hepimizin ortasında gizlediği o çocuğun bir sanatçı olduğunu gördük.”
Standın temel maksadı ise insan hislerini resmetmek. İnsanların şuur haricindeki baskı, dehşet üzere derin hislerine, zihin imgeleri ve metaforlar üzerinden ulaşan stantta, FutureBright Group’un bin 200 ZMET görüşmesini incelendi. Yaklaşık 10 bin şuur dışı zihin imgesi tahlil edilerek standa hazırlandı.
İçimizdeki sanatçı çocuk
FutureBright Group kurucularından Akan Abdula, standın sanatkarının halk olduğunu lisana getirerek “Bu eserler halkımızın. Burada bir sanatçı yok. Bizden birileri, bizim kendi şuur dışımız var. Stantta şuur haricindeki imgeleri halkımıza göstermek istedik. Hisleri anlatmaya kimi vakit sözler yetmiyor. Metaforlara ve benzetmelere gereksinim duyuyoruz” dedi.
Abdula, koronavirüs salgınından şuur dışımızdaki durumların da etkilendiğini ve bunun da yapıtlara yansıdığını şu sözlerle aktardı, “Bize gelen imgelerin değişip değişmediğine, bakıyoruz. Bilhassa salgınla şu vakte kadar hiç görmediğimiz masa altına gizlenmiş çocuklar resmi sık sık gelmeye başladı. Salgınla, nostaljik olduk. Yetişkinliği kaldıramaz hale geldik. Hayat bir anda meçhul hale geldi ve daima eskiye dönmeye başladık. bu biçimde varoluşsal bir kriz yaşadığınızda, mevtle karşı karşıya kaldığınızda bir daha bağlanıp, inançta hissetmek istiyorsunuz. Şuur dışımıza ulaşınca hepimizin ortasında gizlediği o çocuğun bir sanatçı olduğunu gördük.”